Nörolojik Hastalıklarda Palyatif Bakım İhtiyacı
Gülhan Sarıçam1, Kadriye Kahveci2, Doğan Akdoğan3
1Pursaklar State Hospital, Clinic of Neurology, Ankara, Turkey
2Ankara Numune Training and Research Hospital, Clinic of Anesthesiology and Reanimation, Ankara, Turkey
3Pursaklar State Hospital, Clinic of Microbiology, Ankara, Turkey
Anahtar Kelimeler: Palyatif bakım, nörolojik hastalıklar, yatış süresi
Özet
Amaç: Nörolojik hastalıklar gibi kronik kritik hastalıklarda palyatif bakım ihtiyacının her geçen gün arttığı bildirilmektedir. Biz bu çalışmada palyatif bakım merkezinde palliative care center (PCC) izlediğimiz nöroloji hastalarının demografik özelliklerini, komorbiditelerini ve bunların yatış sürelerine ve çıkış durumlarına etkilerini araştırdık.
Gereç ve Yöntem: 2016-2017 yılları arasında PCC’de izlenen 175 hastanın tıbbi kayıtları retrospektif olarak tarandı. Nörolojik hastalıklar iskemik ve hemorojik inme, nörolojik sistem tümörleri, hipoksik beyin, demans, parkinson, travmatik beyin hasarı, diğer hastalıklar (amyotrofik lateral sklerosis, multipl skleroz) olmak üzere sınıflandırıldı. Hastaların yaşları, cinsiyetleri, PCC’de yatış süreleri, Glaskow Koma Skalaları (GKS), beslenme durumları oral, perkütan endoskopik gastrostomi (PEG), trakeostomi, basınç ülseri ve çıkış durumları (ev, yoğun bakım ünitesi, eksitus) karşılaştırıldı.
Bulgular: Yaş ortalamaları 66,58±19,97 yıl, yatış süreleri 35,63±41,93 gün olan hastaların tanıları en sık inme ve demans (%45,7 and %17) idi. PEG ve trakeostomisi olan hastalarda PCC’de yatış süreleri anlamlı derecede uzun, trakeostomisi olan hastaların eve taburculuk oranlarının fazla olduğu görüldü. Travmatik beyin hasarı tanısı olan hastalarda GKS anlamlı derecede düşük iken eve taburculuk oranları yüksek bulundu. Ayrıca çıkış durumu eksitus olan hastaların yaşları ve GKS değerleri anlamlı olarak yüksek bulundu.
Sonuç: PCC de izlediğimiz nöroloji hastalarının heterojen seyirleri olmasına rağmen sosyal destek ve bakım hedeflerine odaklanan ortak bir palyatif bakım gereksinimleri vardır. Bu gereksinimleri tespit etmek ve daha iyi karşılayabilmek için prognozda yol gösterici daha geniş kitlelerle yapılan çalışmalara ihtiyaç vardır.