Başak KARAKURUM GÖKSEL1, Tülin YILDIRIM2, Mehmet KARATAŞ1, Zülfikar ARLIER1, Semih GİRAY1, Cem HÜRCAN2

1Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Nöroloji, Anabilim Dalı, ADANA
2Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyoloji, Anabilim Dalı, ADANA

Anahtar Kelimeler: hemifacial spasm, neurovascular compression, hypertension.

Özet

Bilimsel Zemin: Hemifasiyal spazm (HFS); fasiyal sinirle inerve edilen kaslarda ortaya çıkan, istemdışı kasılmalarla karakterize bir hareket bozukluğudur. En önemli nedeni, fasiyal sinir üzerine olan damar basısıdır. Vasküler yapıların fasiyal sinir ile birlikte medulla oblongataya basısının ise HFS'ye ek olarak hipertansiyona (HT) da yol açtığı kesinlik kazanmamış bir teoridir. Öte yandan HT'nin vertebrobaziler sistemde oluşturduğu değişikliklere bağlı olarak nörovasküler basıya (NVB) yol açtığı ileri sürülmektedir. Bu nedenle HFS'de neden-sonuç ilişkisi tartışma konusudur. Amaçlar: Bu çalışmada HFS olgularında demografik ve klinik özelliklerin saptanması, HT ve diğer vasküler risk faktörlerinin araştırılması, kranial manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve manyetik rezonans anjiografi (MRA) ile fasiyal sinirde basıya yol açan nedenlerin belirlenmesi planlanmıştır. Gereçler ve Yöntemler: Klinik olarak unilateral HFS saptanan 40 olgu ve aynı yaş ve cinste HFS olmayan 40 olgudan oluşan kontrol grubu çalışmaya dahil edilmiştir. Ayrıntılı fizik ve nörolojik muayene yanında, beyin MRG ve MRA incelemeleri yapılmıştır. Bulgular: 40 HFS olgusunun 22'sinde (%55), kontrol grubunun 3'ünde (% 7.5) fasiyal sinire vasküler bası saptanmıştır (p<0.05). Basıya neden olan damarsal yapılar sıklık sırasına göre vertebral arter 13 (%59), anterior inferior serebellar arter 5 (%22,8), posterior inferior serebellar arter 3 (% 13.7) ve baziller arter 1 'dir (%4,5). HFS olgularının, 21 'inde (%52,5), kontrol grubunun ise 16'sında (%40) hipertansiyon saptanmış ve iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı oranda fark bulunmamıştır (p>0.05). HFS; olguların 10'unda (%25) sağda, 30'unda (% 75) solda görülmüştür. Sol HFS olan 30 olgunun 18'inde (%60), sağ HFS olan 10 olgunun ise 4'ünde (%40) NVB saptandı. NVB, sol HFS olan olgularda daha sık bir etyolojik neden olarak görülmektedir ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0.05). Ayrıca HT olan ve olmayan olgularda sağ-sol HFS açısından istatistiksel olarak anlamlı oranda fark görülmemiştir. İzlenimler: Bu çalışmada; HFS etyolojisinde %55 oranında NVB saptanmıştır. Bulgular, NVB'nin beyin MRG ve beyin MRA ile görüntülenebileceğini ve bu olgularda HT'nin tek başına bir risk faktörü olmadığını öngörmektedir.