Hamza Gültekin1, Derya Bayram2, Gülbün Asuman Yüksel3, Tamer Bayram4, Hülya Tireli3

1Şırnak Devlet Hastanesi, Yoğun Bakım Ünitesi, Şırnak, Türkiye
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
3Sağlık Bilimleri Üniversitesi Haydarpaşa Numune Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İstanbul, Turkey
4Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Yoğun Bakım Ünitesi, İstanbul, Türkiye

Anahtar Kelimeler: Bel ağrısı, Parkinson hastalığı, hareket açıklığı, modifiye schober testi

Özet

Amaç: Parkinson hastalığında (PH) bel ağrısını ve hastaların günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçladık. Bel ağrısı ile spinal mobilite testleri arasındaki ilişkiyi de gözlemledik.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, yaş ortalaması 63±5 yıl (38-82 yaş aralığında) olan 39 erkek ve 16 kadından oluşan, Hoehn Yahr evre I-IV, 55 idiopatik PH dahil edildi. Ortopedik hastalığı olmayan ve ortalama yaşları 65±7 (35-87 yaş aralığında) yaş-cinsiyeti uygun 20 sağlıklı kontrolü dahil ettik. Tüm katılımcılara disk veya diğer dejeneratif patolojileri dışlamak için lomber manyetik rezonans görüntüleme uygulandı. Spinal mobilite değerlendirmesi için modifiye-modifiye schober testi (MMST), lomber fleksiyon ve ekstansiyon hareket açıklığı (ROM) ölçümü uygulandı. Lomber fleksiyon ve ekstansiyon ROM universal bir gonyometri ile değerlendirildi. Ayrıca hastalara Roland Morris dizabilite anketi (RMDQ), Oswestry dizabilite indeksi (ODI), ağrı için vizüel analog skalası (VAS), birleşik Parkinson hastalığı derecelendirme ölçeği (UPDRS), günlük yaşam aktiviteleri ölçeği, yorgunluk şiddeti ölçeği ve Beck’s depresyon envanteri uygulandı. Hasta ve kontrol gruplarının spinal mobilite ve test sonuçları karşılaştırıldı.

Bulgular: PH grubunda MMST skoru, fleksiyon ve ekstansiyon ROM değerlerinin kontrol grubuna göre anlamlı olarak azaldığını bulduk (p<0,05). Bel ağrılı hastalarda bel ağrısı olmayanlara göre Hoenh Yahr evresi, UPDRS, RMDQ, ODI ve VAS değerleri daha yüksek, MMST sonuçları daha düşüktü. Çok değişkenli analizde bel ağrısının varlığı, yaş, cinsiyet, hastalık süresi, dominant semptom, günlük yaşam aktiviteleri, depresyon ve yorgunluk şiddeti dahil olmak üzere incelenen parametrelerin hiçbiriyle korele değildi.

Sonuç: Bu çalışma, klinik dizabilite kötüleştikçe bel ağrısı şikayetlerinin arttığını ve spinal mobilite test sonuçlarının azaldığını göstermiştir. Ağrıyı sorgulamak ve yeterince tedavi etmek, PH’ye daha iyi bir yaşam kalitesi sağlayabilir.