Sibel Ertan, Gülçin Benbir

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı İstanbul, Türkiye

Anahtar Kelimeler: Dopamin disregülasyon sendromu, Parkinson hastalığı, dürtü kontrol bozukluğu.

Özet

Parkinson hastalarının küçük bir bölümünde dopamin replasman tedavisi (DRT) sırasında impulsif kompulsif spektrumda yer alan bir dizi davranışsal bozukluklar bildirilmektedir. Bu davranışları ödül arayan davranışlar “dürtü kontrol bozuklukları (DKB)”, “punding” adını verdiğimiz amaçsız, ritüalistik stereotipik tekrarlayıcı davranışlar ve kimyasal bağımlılığa benzer şekilde aşırı ilaç kullanımı ile karakterize “dopamin disregülasyon sendromu (DDS)” şeklinde üç ana grupta kategorize edilmektedir. Parkinson hastalığına (PH) özel kliniklerde DDS prevalansı %3-4 bildirilmektedir. DDS geliştiren hastalar parkinsoniyen semptom veya belirtileri ortadan kaldırmak için gerekli olanın üzerinde dopaminerjik ilaç dozlarını arttırma ihtiyacı içindedirler. DDS özellikle hastalık başlangıç yaşı genç, yüksek dozlarda antiparkinsoniyen ilaç kullanan öz geçmişinde veya güncel depresyonu olan, öz geçmişinde madde veya alkol bağımlılığı bildirilen, impulsif veya sürekli yenilik arayışında kişilik özellikleri içeren PH hastalarında görülmektedir. DDS ile “punding” ve DKB komorbiditesi sık görülmektedir. Bu bozuklukların ortaya çıkışından hatalığın kendine özgü patofizyolojisi ve DRT birlikte sorumludur. Dopamin sadece hareket kontrolundan sorumlu olmayıp aynı zamanda beynin ödül sisteminde önemli rol oynayarak davranışları da düzenler. Mezolimbik dopaminerjik sistemin potansiyel maladaptif disfonksiyonu DDS patogenezinde rol oynamaktadır. PH’da DDS’nun en güçlü tetikleyicisi olaral L-dopa belirlenmiş olmakla birlikte subkutan apomorfin ve oral dopamin agonistleri de DDS’dan sorumlu olabilir. Hastalar ve yakınları dopaminerjik tedavi altında gelişebilecek davranışsal semptomlar açısından uyarılmalı, dopaminerjik tedavi öncesi DDS gelişimine yönelik risk faktörleri taranmalı ve ilaç seçimi bu doğrultuda yapılmalıdır. DDS gelişen hastalarda tedavide hızlı etkiyen DRT formulasyonlarından kaçınılmalıdır. Hipomanik ve psikotik ataklarla birlikte seyreden DDS tablolarında hastalar hospitalize edilip tedavi yönlendirilmelidir.