Lale Gündoğdu Çelebi, Münevver Gökyiğit, Reyyan Ezer, Özge Kiremitçi, Hülya Ertaşoğlu Toydemir, Nihan Parasız

Şişli Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Nöroloji Kliniği İstanbul

Anahtar Kelimeler: Anterior koroidal arter, laküner sendrom, OCSP klinik sınıflama, TOAST etyolojik sınıflama, küçük damar hastalığı

Özet

AMAÇ: Anterior koroidal arter (AChA) sulama alanı, bu alanda enfarkt sıklığı ve klinik özelliklerinin çok değişken olduğu klasik bilgidir. Çalışmamızda, lezyonu AChA sulama alanına sınırlı enfarktı olan hastaların klinik ve laboratuar özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

YÖNTEMLER: Hasta grubu, manyetik rezonans görüntülemelerinde, AChA alanına sınırlı lezyonu olan hastalar seçilerek oluşturuldu. Akut lezyonu AChA alanına ek olarak, diğer arterlerin alanlarına da yayılan hastalar, ek lezyonu olanlar, AChA alanında enfarkt ile ilişkilendirilemeyen geçici iskemik atak tanımlayanlar, başvuru öncesinde geçirilmiş beyin damar hastalığı nedeniyle sekel nörolojik bulgusu olanlar ve/veya nörolojik defisit yapabilecek eski lezyon görülenler dışlandı. Lezyonun AChA sulama alanında olduğuna karar verilirken, derin dalın sulama alanı olan talamus lateralinde talamusun sınırını çizen ve medial globus pallidusu da tutan lezyonun oluşturduğu tipik görüntü dikkate alındı. Yüzeyel dal için ise lentikülo-striat arterlerin oklüzyonlarında görülmeyen şekilde amigdala ve hipokampustan başlayıp lateral ventrikül posterior horn komşuluğuna kadar çıkan lezyon varlığı dikkate alındı.

BULGULAR: Hipertansiyon ileri derecede anlamlı fark ile en yüksek oranda rastlanan değiştirilebilir risk faktörüydü (p<0,000). 1 hasta dışında tüm hastaların muayenelerinde pür motor veya sensorimotor inme bulguları mevcuttu. TOAST etyolojik sınıflamasına göre küçük damar hastalığı olanlar, diğer etyolojilere oranla anlamlı olarak yüksek orandaydı (p<0,000). Etyolojik gruplarda risk faktörleri karşılaştırıldığında, hipertansiyon ve hiperlipidemi küçük damar hastalığı olanlarda, atrial firillasyon (AF) ise kardioemboli grubunda anlamlı derecede yüksekti (sırasıyla p=0,035; p=0,011; p=0,005). Hastaların giriş NIHSS 1-15 arasındaydı (6+ 3,2). Taburculuklarında mRS 0-4 arasındaydı (1,83+1,22). Enfarkt alanının, AChA dallarından birinin veya tamamının sulama alanında olması, gerek risk faktörleri, gerekse etyoloji ve prognoz açısından fark göstermiyordu.

SONUÇ: AChA sulama alanındaki iskemik lezyonların, MR görüntüleme yöntemleri ile tanınması mümkündür. AChA için tipik lokalizasyondaki iskemik lezyonlar, risk faktörleri, etyoloji ve prognoz açısından benzer özellikler gösteren homojen hasta gruplarında görülmektedir. Bu lezyonların tanınması, prognoz ve tedavi belirleme açısından önem taşımaktadır.