Güven Ayaz1, Baburhan Güldiken2, Sezgin Kehaya2, Özer Aynacı3

1Ezine State Hospital, Clinic of Neurology, Canakkale, Turkey
2Trakya University Faculty of Medicine, Department of Neurology, Edirne, Turkey
3Edirne State Hospital, Clinic of Neurology, Edirne, Turkey

Anahtar Kelimeler: İskemik inme, difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntüleme, ateroskleroz, kardiyoembolizm, laküner infarkt

Özet

Amaç: Akut iskemik inmelerde inme sebebinin hızlı bir şekilde belirlenmesi tedaviyi ve sonucu olumlu etkiler. Biz bu çalışmamızda akut iskemik inme ile başvuran hastalarda ilk 24 saat içinde yapılan difüzyon ağırlıklı manyetik rezonans görüntülemede (MRG) lezyon özelliklerinin inme alt tipleri ile ilişkisini araştırdık.

Gereç ve Yöntem: Çalışmada akut iskemik inme tanısı almış ardışık 343 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalarda “Trial of Org 10172 in Acute Stroke Treatment” sınıflama sistemine göre iskemik inme alt tipleri belirlendi. Difüzyon ağırlıklı MRG’de iskemi ile uyumlu lezyonlar tek lezyon, bir vasküler alanda multipl ve birden fazla vasküler alanda multipl lezyon olarak üçe ayrıldı. Lezyonlar daha sonra boyut ve ön arka sistemde yerleşimlerine göre tekrar 12 alt gruba ayrıldı. Belirlenen iskemik inme alt tipleri ile difüzyon ağırlıklı MRG lezyon özellikleri arasındaki ilişkiler ki-kare testi ile araştırıldı.

Bulgular: Difüzyon ağırlıklı MRG lezyonlarının dağılımları inme alt tipleri arasında anlamlı farklılık gösterdi (p<0,001). Kardiyoembolik ve diğer belirlenen sebepler grubunda multipl vasküler alan lezyonları büyük arter aterosklerozundan daha sık izlendi. Tek vasküler alanda difüz dağınık lezyonlar büyük arter aterosklerozu, sebebi belirlenemeyen ve diğer belirlenen sebeplerde diğer gruplardan daha sık izlendi (p<0,001). Lezyonun tek ve 1,5 cm’den küçük olması küçük damar hastalığı lehine bulundu. Hiç bir difüzyon ağırlıklı MRG lezyon özelliği iskemik inme alt tipi için spesifik bulunmadı.

Sonuç: Erken dönem difüzyon ağırlıklı MRG’de lezyon dağılımları iskemik inme alt gruplarına göre anlamlı farklılık göstermektedir. Bu verilerin diğer klinik bulgularla birlikte değerlendirildiğinde iskemi etiyolojisi ve mekanizmasının erken dönemde saptanmasında yol gösterici olacağı düşünülmektedir.