Mehmet Yasir Pektezel1, Sahip Rovshanov1, Ertuğrul Cağrı Bölek2, Farid Khasiyev3, Ömer Karadağ2, Ethem Murat Arsava1, Mehmet Akif Topçuoğlu1

1Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Nöroloji Yoğun Bakım Ünitesi, Ankara, Türkiye
2Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Romatoloji Bilim Dalı, Ankara, Türkiye
3St. Louis Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Missouri, Amerika Birleşik Devletleri

Anahtar Kelimeler: Takayasu arteriti, serebral vazomotor reaktivite, nefes tutma testi

Özet

Amaç: Takayasu arteriti (TA) genç yaşlarda arkus aorta ve dallarının tutulumu ile karakterize bir büyük damar vaskülitidir. İmmünosüpresif tedaviler ile hastalık aktivitesinin kontrol altına alınmasının serebral dolaşım üzerine etkisi konusunda yayınlar oldukça sınırlı olup, bu tip tedaviler ile proksimal arteriopati sekeline karşın serebrovasküler hemodinamik status stabilize edilebilmektedir. Bunun nedenlerinden biri serebral mikrosirkülatuvar otoregülatuvar kapasitenin tedavi ile normale dönüşü olabilir.

Gereç ve Yöntem: Tedavi ile kontrol altında TA tanısı olan 6 hastada [yaş (ortalama ± standart sapma): 29±7 yıl; 5 kadın] transkraniyal Doppler ultrasonografi (TCD) ile her iki orta serebral arter (OSA) akım paterni tespit edildikten sonra nefes tutma indeksi (NTI) ile serebral vazomotor reaktivite (sVMR) çalışıldı. Altı hastada toplam 28 sVMR ölçümü yapıldı. Kontrol grubu migreni olması dışında sağlıklı olan 18 kişiden oluşturuldu (yaş: 29±6 yıl; 12 kadın). Her iki taraf OSA ortalama akım hızı (Vortalama, cm/s), pulsatilite indeksi (PI) ve NTI değerleri non-parametrik istatistiksel yöntemlerle karşılaştırıldı.

Bulgular: OSA Vortalama ve PI değerleri sırasıyla, TA grubunda 48,3±17,2 cm/s ve 0,31±0,16 olup kontrol grubundan (62,2±11,3 cm/s ve 0,70±0,11) düşük olarak saptandı (her iki; p<0,001). NTI TA grubunda 0,92±0,63 ve kontrollerde ise 0,93±0,38 olarak ölçüldü (p=0,97). Ek olarak TA grubunda oklüde ana karotid arter sahasında (11 test) çalışılan TCD ölçümleri ana karotis arteri oklüde olmayan hastalara ait ölçümlerden farklılık göstermedi.

Sonuç: TA olan hastalarda, sVMR tedavi sonrası en azından orta erimde stabil hale gelmektedir. Serebral mikrosirkülasyonun, aterosklerotik servikoserebral arter oklüzyonlarındakinin aksine, korunmuş olması veya tedavi sonrası düzelmesi bu durumun açıklaması olabilir.