Semih Giray1, Başak Karakurum1, Mehmet Karataş1, Sibel Karaca1, Deniz Yerdelen1, Sibel Benli2

1Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, ADANA.
2Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, ANKARA

Anahtar Kelimeler: multipl skleroz, tümefaktif, fizyolojik manyetik rezonans görüntüleme

Özet

Tümefaktif multipl skleroz (MS), MS'in nadir görülen bir varyantıdır. Geniş, demiyelinizan lezyonlarla karakterize olan bu tablonun monofazik seyir gösterdiği veya sonradan tipik MS'e dönüşebildiği bildirilmiştir. Bununla birlikte bazı MS'li olgularda hastalığın seyri sırasında tümefaktif demiyelinizan lezyonlara rastlanılabilir. Bu durumlarda ayırıcı tanıda diğer demiyelinizan hastalıklar, MS varyantları, primer santral sinir sistemi vasküliti ile glioma ve diğer tümörler de düşünülmelidir. Bu tip geniş lezyonların tanısında son dönemde beyin biyopsisine alternatif olarak fizyolojik manyetik rezonans görüntüleme (MRG) incelemeleri de önerilmektedir. Tümefaktif lezyonla karakterize, yeni atağının olduğu gösterilmiş sınırlı sayıdaki MS olgusunda, hastalık seyrinin agresif bir süreç izlediği bildirilmesine karşın bu geniş lezyonların MS hastalarında, prognoz üzerindeki etkisi tam belirlenememiştir. Amaç: Relapsing-remitting MS (RRMS) tanısıyla takipte iken kişilik ve davranış değişikliği ile karakterize yeni atak bulguları olan ve MRG'de tümefaktif MS plağı saptanan 40 yaşındaki kadın olguyu bildirmek ve olguyla ilgili elde edilen verileri literatür bilgileri ışığında tartışmak. Gereç ve Yöntemler: Rutin nörolojik muayene ve biyokimyasal incelemeler, enfeksiyöz ve kollajen doku testleri, uyarılmış potansiyel çalışmaları, serebrospinal sıvı incelemesi, oligoklonal band araştırması ve konvansiyonel MRG ile diffüzyon ağırlıklı MRG tetkikleri yapıldı. Sonuçlar: RRMS tanılı olguda tümefaktif demiyelinizan lezyon tanınmış ve pulse steroid tedavisi ile klinik ve radyolojik düzelme izlenmiştir. izlenimler: Tipik RRMS olgularında hastalığın seyri sırasında tümefaktif lezyonun gelişebildiği ve bu lezyonların tanınmasında fizyoloJik MRG yöntemlerinin faydalı olduğu görülmüştür. Kısıtlı literatür bilgilerinin tersine bu tipte lezyonu saptanan olgumuzdaki göreceli iyi prognoz dikkat çekici bulunmuştur. Bu geniş plakların klinik önemi yapılacak daha kapsamlı çalışmalarla ortaya konulmalıdır.