Parkinson Hastalığında Dopaminerjik Tedavinin Kontrast Duyarlılık, Görsel Uyarılmış Potansiyeller ve Görme Alanı Üzerine Etkisi
Sabiha Türe1, İpek İnci1, Muhteşem Gedizlioğlu1, Melih Türe2
1İzmir Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği, İzmir
2İzmir Atatürk Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Göz Kliniği, İzmir
Anahtar Kelimeler: Parkinson hastalığı, VEP, görme alanı, kontrast sensivite
Özet
AMAÇ: Son otuz yıldır Parkinson hastalığında bazal ganglionlarda bilinen nigrostriyatal dopaminerjik yetersizliğin ötesinde genel bir dopaminerjik işlev bozukluğu olduğu düşünülmektedir. Çalışmaların bir kısmında, bu genel dopaminerjik işlev bozukluğu içinde multisinaptik görme yollarının da etkilendiği ileri sürülmüştür. Çalışmamızda, Parkinson hastalarının görsel yollarının kontrast sensitivite, görsel uyarılmış potansiyeller (VEP), görme alanı ölçümleri ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
AMAÇ: Parkinson Hastalığında vizüel parametreler üzerine dopaminerjik tedavinin etkisini değerlendirmek.
YÖNTEMLER: Çalışmamızda 2003-2006 yılları arasında polikliniğimize başvuran 20 yeni Parkinson hastasında, hastalığın başlangıcında, herhangi bir tedavi almadan ve tedaviye başlandıktan altı ay sonra görsel uyarılmış potansiyeller (P100), görme alanı, kontrast sensitivite değişiklikleri ölçüldü. Ayrıca hastalığın süresi ile ilişkisi açısından en az beş yıldır (ortalama 7,7 yıl) tedavi gören 20 Parkinson hastası da çalışma kapsamına alındı; her iki grup, benzer yaş grubunda olan sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Parkinson hastalığı dışında nörolojik veya sistemik hastalığı olanlar, kırma kusuru dışında göz hastalığı olanlar ve eski Parkinson hastaları grubu dışında önceden herhangi bir antiparkinson tedavi görenler çalışma kapsamına alınmadı.
BULGULAR: Hastalığın başlangıcında P100 değerleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, 32 karelik uyaran ile sağ gözlerde, 64 karelik uyaran ile sol gözlerde, anlamlı uzun bulundu. Bu değerler, tedavi sonrasında tekrar sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı bir fark görülmedi. Tedavi öncesi ve sonrası P100 değerleri arasında fark bulunmadı. Eski tanılı Parkinson hastalarında ise kontrol grubuna göre her iki uyaranla da belirgin latans uzaması görüldü. Görme alanı incelemelerinde, yeni tanılı grupta tedavi öncesinde kontrol grubuna göre belirgin MD değeri artışı görüldü. Tedavi ile MD değerlerinde anlamlı düzelme saptandı.
Kontrast sensitivite ölçümlerinde ise yeni tanılı Parkinson hastaları grubunda, kontrast sensitivite toplam skala ortalaması ve logaritmik karşılığı kontrol grubuna göre anlamlı düşük bulundu; tedavi sonrası bu değerlerin anlamlı şekilde arttığı ve kontrol grubu ile aralarında fark olmadığı tespit edildi. Eski tanılı Parkinson hasta grubu sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında hem toplam skor, hem de logaritmik karşılıkları anlamlı düşük bulundu.
SONUÇ: Parkinson hastalığının başlangıç döneminde görme ile ilgili yakınma olmasa bile, görsel testlerle saptanabilen ve erken dönemde dopaminerjik tedavisi ile düzelen görme sistemi etkilenimi olduğu görülmüştür. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise, motor bulgulara benzer şekilde, tedavinin erken dönemlere göre etkisiz kaldığı görülmüş; bunun da Parkinson hastalığının progresif seyirli olmasından kaynaklanabileceği düşünülmüştür. Görme sistemi etkileniminin değerlendirilmesinde, oftalmolojik patolojisi olmayan hastalarda, en duyarlı ölçüm kontrast sensitivitedir. Temel bilimler alanında yapılan çalışmalar sayesinde, dopamin görme sistemi üzerinde retinada kesin olarak tanımlanmış, görme keskinliğinin artırılmasında ve kontrast algılanmasında önemli fonksiyonları olduğu bildirilmiştir. Parkinson hastalarını değerlendirirken bulanık görme ya da ayrıntıları seçememe gibi şikâyetler olduğunda, göz muayenesinde açıklayıcı bir neden yoksa retinal dopaminerjik hipoaktivite akla gelmelidir.