Mohammad Hayat Bhat1, Najma Kokab2, Javaid Ahmad Bhat1, Parvaiz Ahmad Shah2

1Superspeciality Hospital, Government Medical College, Department of Endocrinology, Srinagar, India
2Government Medical College, Department of Medicine, Srinagar, India

Anahtar Kelimeler: Leptin, iskemik inme, obezite, karotis intimal medya kalınlığı

Özet

Amaç: Leptin, inme de dahil olmak üzere sayısız koşuldaki rolü nedeniyle uzmanların dikkatini çekmiştir. Bununla birlikte, leptini inme ile ilişkilendiren güvenilir kanıtların yokluğunda, bir risk faktörü olarak rolü hala tartışmalıdır. Bölgemizdeki iskemik inme hastalarında leptin düzeylerini ve diğer kardiyometabolik risk faktörleri ile ilişkisini belirlemeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, 100 hasta ile yaş ve cinsiyet açısından eşleştirilmiş 100 sağlıklı kontrolü içeren hastane temelli gözlemsel bir olgu-kontrol çalışmasıdır. Lipid profili, insülin seviyesi ve açlık kan şekeri ölçümüne ek olarak hem hastalarda hem de kontrollerde leptin seviyeleri ölçüldü. İnsülin direnci insulin direncinin hemostatik modelle değerlendirilmesi modeli kullanılarak hesaplandı. Karotis intima-medya kalınlığı (KİMK), yüksek çözünürlüklü eko-renkli Doppler sistemi (GE LOGIQ S8) ile belirlendi. Nörogörüntülemede yapıldı. Sürekli değişkenler için Student’s t-testi, kategorik değişkenler için ki-kare testi ve leptin düzeylerinin çeşitli parametrelerle korelasyonunu belirlemek için Pearson korelasyon katsayısı kullanıldı.

Bulgular: Ortalama leptin düzeyleri hastalarda kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksekti (15,36±5,76 vs. 5,72±1,19 ng/ml; p<0,001). Leptin ile iskemik inmeli hastalarda aterojenik lipid profili, enflamatuvar belirteçler yani beyaz kan hücreleri ve eritrosit sedimentasyon hızı, açlık plazma glukozu ve insülin direnci ile pozitif korelasyonlar bulunurken, leptin ile yüksek yoğunluklu lipoproteinler arasında ters bir korelasyon vardı. Benzer şekilde hastalarda leptinin sistolik kan basıncı, vücut kitle indeksi ve KİMK ile pozitif ilişkisi olduğu bulundu.

Sonuç: Hiperleptinemi iskemik inmeli hastalarda sık görülen bir bulgudur ve iskemik inmeye yatkınlık oluşturduğu bilinen çeşitli kardiyovasküler risk faktörleri ile anlamlı şekilde ilişkilidir.