Download Current Issue.
Volume : 29 Issue : 3 Year : 2023
Turkish Journal of Neurology Indexed By
|
|
Turk J Neurol: 23 (2)Volume: 23 Issue: 2 - 2017 |
|
Hide Abstracts | << Back | REVIEWS |
1. | Idiopathic Intracranial Hypertension: Diagnosis and Therapeutic Approach Nihan Hande Akçakaya, Mehmet Osman Akçakaya, Altay Sencer, Zuhal Yapıcı doi: 10.4274/tnd.97820 Pages 43 - 50
İdiyopatik intrakraniyal hipertansiyon (İİH) sekonder bir nedene bağlı olmayan kafa içi basınç artışıdır. Sıklıkla genç ve obez kadınlarda görülür. Baş ağrısı, görme problemleri ve pulsatil kulak çınlaması hastaları en çok hekime götüren şikayetlerdir. İİH heterojen bulgu ve belirtileri nedeniyle aile hekimlerini ve birçok branşı birlikte ilgilendirmektedir. Tedavisi gecikirse kalıcı morbidite yaratan bu hastalıkta her olgu için kişiye özgü bir tedavi planlanmalıdır. Bu yazıda son yayınlar çerçevesinde İİH’nin etiyopatogenezi ile birlikte tanı ve tedavisi gözden geçirilmiştir. Idiopathic intracranial hypertension (IIH) is a condition of increased intracranial pressure without a secondary etiology. IIH is seen frequently in young and obese women. Headache, vision problems, and pulsatile tinnitus are the most common symptoms that lead patients to physicians. IIH requires a multidisciplinary approach because it could create permanent morbidity and its treatment plan should be individualized for each patient. The aim of this review was to provide an updated overview of IIH’s pathogenesis, diagnostic criteria, and treatment strategies. |
|
ORIGINAL ARTICLES |
2. | Evaluation of the Effects of Adipocytokines on Prognosis in Ischemic Cerebrovascular Events Muzaffer Şükriye Aliye Türkeş Demir, Özge Arıcı Düz, Nihal Işık doi: 10.4274/tnd.02170 Pages 51 - 55
Amaç: Leptin ve adiponektin, adipositokinlerin en önemlileridir ve son yıllarda yapılan çalışmalarda iskemik serebrovasküler olay etiyolojisinde rolü olduğu düşünülmektedir. Ancak adipositokinlerin inme üzerine etkisi ile ilgili yapılan çalışmaların sonuçları çelişkilidir. Bu çalışmada, iskemik inme tanısı ile ilk 24 saat içerisinde hastanemiz acil servisine başvuran hastaların serum leptin ve adiponektin düzeylerinin prognoz ile ilişkisini değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya hastanemiz acil servisine başvuran 54 akut iskemik inmeli hasta ile 24 sağlıklı kontrol dahil edildi. İnme sonrası özürlülük skorlarını belirlemek amacıyla 1. ve 30. günlerde modifiye Rankin skalası uygulandı. Hastaneye başvurduktan sonraki ilk 24 saat içerisinde venöz kan numuneleri alınarak ELISA metodu ile serum leptin ve adiponektin düzeyleri belirlendi. Prognoz üzerine etkiyi belirlemek için hastaların 1. ay hesaplanan modifiye Rankin skorları ile ilk modifiye Rankin skorları arasındaki fark hesaplandı. Bulgular: Hastaların serum leptin düzeyleri kontrol grubundan anlamlı olarak yüksek tespit edilirken, adiponektin düzeyleri arasında anlamlı farklılık gözlenmedi. Prognoz üzerine yapılan inceleme sonucunda leptin ve adinopektin düzeyleri ile Rankin skorları arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Bu bulgular sonucunda leptin ve adiponektinin iskemik inme prognoz üzerine anlamlı etkisinin olmadığı düşünüldü. Sonuç: Leptin ve adiponektin düzeyi iskemik inme prognozunun belirlenmesinde anlamlı özellik göstermemektedir. Her ne kadar leptin seviyeleri iskemik inme ile ilişkili saptanmış olsa da çalışmamızda inme prognozu ile ilişkisi tespit edilmemiştir.
Objective: Leptin and adiponectin are the most important adipocytokines and recent studies showed that they may have role in the etiology of ischemic stroke. However, the effect of adipocytokines on stroke is not yet well understood, and related studies are confusing. The aim of this study was to investigate the effects of serum leptin and adiponectin levels on patients with acute ischemic stroke who were admitted to hospital within 24 hours of stroke. Materials and Methods: A total of 59 patients with acute ischemic stroke and 24 healthy individuals similar in age and sex to the patients were enrolled in the study. The Rankin disability scale was performed in order to detect the severity of stroke. Levels of serum leptin and adiponectin were detected using an enzyme-linked immunosorbent assay. In addition, the outcomes of the patients were calculated through differences between the first day Rankin score and the 30th day Rankin score. Results were compared and the relation with prognosis was investigated. The correlation of leptin and adiponectin levels with stroke severity was analyzed. Results: Thirty-four male and 25 female patients were included in this study. Leptin levels of patients were higher than in the control group. Adiponectin levels did not differ between the patient and control groups. There was no correlation between serum adipocytokine levels and the modified Rankin scale. Conclusion: Serum leptin and adiponectin levels are not associated with the prognosis of ischemic stroke. Even though high levels of leptin may associate with ischemic stroke, this study was not able to show an association with stroke prognosis.
|
|
3. | Reliability and Validity of the Turkish Version of the Barnes Akathisia Rating Scale Ece Bayram, Hafize Çotur Levent, Sabiha Tezcan, Müge Kuzu, Muhittin Cenk Akbostancı doi: 10.4274/tnd.37043 Pages 56 - 59
Amaç: İçsel huzursuzluk hissi ve sürekli hareket ihtiyacıyla karakterize olan akatizi subjektif şikayetlere dayanan bir durumdur. Bu nedenle klinisyenler, objektif bulguların yokluğundan dolayı akatiziyi kolaylıkla gözden kaçırabilmektedir. Biz bu çalışmada tanıya yardımcı olması ve araştırmalara nesnel bir araç sağlaması amacıyla Barnes Akatizi Değerleme Ölçeği’nin ‘Barnes Akathisia Rating Scale’ (BARS) Türkçe sürümünün geçerlik ve güvenirliğini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: BARS’nin beş doktoru kapsayan bir grup tarafından çeviri ve geri-çevirisi yapıldı. Antipsikotik ilaç kullanan kırk şizofreni hastası iki değerleyici tarafından bağımsız olarak BARS’nin Türkçe sürümü ile değerlendirildi. İçsel tutarlılık için Cronbach alfa ve değerleyiciler arası güvenirlik için Cohen’in kappa katsayısı hesaplandı. Bulgular: İçsel tutarlılık açısından, her değerleyici için Cronbach alfa değerleri ölçeğin güvenirliğinin yüksek olduğunu gösteren 0,8’in üzerindeydi (0,820 ve 0,836). Değerleyiciler arası güvenirlik açısından, Cohen’ın kappa katsayılarının tümü değerleyiciler arasında yüksek bir uyum olduğunu gösteren 0,7’nin üzerindeydi (0,706, 0,804, 0,864 ve 0,881). Sonuç: Ölçekteki bütün maddeler için değerleyiciler arası güvenirlik değerlerinin ve içsel tutarlılık değerlerinin yüksek olması BARS’nin Türkçe’de güvenilir bir şekilde kullanılabileceğini göstermektedir.
Objective: Akathisia, characterized by a sense of inner restlessness and a constant need for motion is a condition that relies on subjective symptoms. Thus, physicians can easily overlook akathisia due to the lack of objective findings. In this study, we aimed to investigate the validity and reliability of the Turkish version of the Barnes Akathisia Rating Scale (BARS) to help with the diagnosis and to provide an objective tool for research studies. Materials and Methods: The BARS was translated and back-translated by a group of five doctors. Forty patients with schizophrenia who were taking antipsychotic drugs were evaluated using the Turkish version of the BARS by two raters independently. Cronbach’s alpha for internal consistency and Cohen’s kappa for inter-rater reliability was calculated. Results: In terms of internal consistency, Cronbach’s alpha values for each rater were above 0.8 (0.820 and 0.836), which show high reliability for the scale. In terms of inter-rater reliability, all Cohen’s kappa values were above 0.7 (0.706, 0.804, 0.864, 0.881), showing high agreement between the raters. Conclusion: High values of inter-rater reliability for all items in the scale and high internal consistency values indicate that the Turkish version of the BARS can be used reliably.
|
|
4. | Clinical and Demographic Features of Pseudotumor Cerebri Syndrome Diagnosed in a University Hospital Demet Arslan, Adalet Arıkanoğlu, Eşref Akıl doi: 10.4274/tnd.09069 Pages 60 - 63
Amaç: Psödotümör serebri sendromu (PTSS) ventrikülomegali, intrakraniyal tümör veya kitle olmaksızın intrakraniyal basıncın (İKB) arttığı bir sendromdur. Bu çalışmada kliniğimizde PTSS tanısı ile takip edilen 34 hastanın yaş, cinsiyet dağılımı, semptomları, kraniyal manyetik rezonans görüntüleme bulguları, etiyolojileri ve tedavileri tartışılmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Ocak 2011 ile Ağustos 2016 tarihleri arasinda Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Kliniği`nde PTSS tanısı ile takip edilen 34 hasta gözden geçirildi. PTSS tanısı için revize edilmiş modifiye Dandy kriterleri kulanıldı. Bulgular: Olguların 31’inde (%91,2) baş ağrısı, 19’unda (%55,9) bulanık görme, 6’sında (%17,6) diplopi, 1’inde (%2,9) tinnitus, 1’inde (%2,9) yüzde uyuşma, 2’sinde (%5,9) vertigo yakınması vardı. Yirmi yedi hasta idiyopatik intrakraniyal hipertansiyon (İİH) olarak kabul edildi. Yirmi bir hastada (%61,8) etiyoloji saptanamadı. Altı hastada (%17,6) obezite, bunların 1 tanesinde yakın zamanda kilo alma öyküsü, 1 tanesinde de polikistik over sendromu saptandı. Yedi hastada sekonder PTSS düşünüldü. Sekonder sebepler olarak; 2 hastada (%5,9) Hashimoto tiroiditi, 1 hastada (%2,9), malignite nedeniyle all-trans retinoik asit kullanımı, 1 hastada (%2,9) koroid pleksus granülomu, 2 hastada (%5,9) sinüs trombozu, 1 hastada (%2,9) Ailesel Akdeniz Ateşi etiyolojik neden olarak saptandı. Sonuç: PTSS uzun yıllar önce tanımlanmış bir hastalık olamasına rağmen fizyopatolojisi ve kesin tedavisi hala netleşmemiştir. Tedavide en önemli amaç görme kaybının önlenmesi ve semptomların giderilmesidir. Patofizyolojinin aydınlatılmasıyla daha etkin tedavi yöntemleri geliştirilecektir.
Objective: Pseudotumor cerebri syndrome (PTCS) is characterized by symptoms and signs of increased intracranial pressure without ventriculomegaly, intracranial tumor or mass. This study aimed to explore and analyze 34 patients with PTCS according to age, sex, symptoms of the disorder, cranial magnetic resonance images findings, etiology, and treatment. Materials and Methods: A total of 34 patients who were diagnosed as having PTCS and followed up between January 2011 and August 2016 by Dicle University Medical School Neurology Department were included in this study. PTCS was diagnosed in accordance with the modified Dandy criteria. Results: Thirty-four patients were identified as having PTCS. Twenty-one (91.2%) had headache, 19 (55.9%) had blurred vision, 6 (17.6%) had diplopia, 2 (5.9%) had vertigo, 1 (2.9%) had tinnitus, and 1 (2.9%) had numbness of the face. Twenty-seven patients were diagnosed as having idiopathic intracranial hypertension, 21 (61.8%) had no etiologic factors. Six (17.6%) patients were obese, one of whom had recently gained weight and another had polycystic ovary syndrome. Seven patients were thought to have secondary PTCS with the following etiologic factors: 2 (5.9%) patients had Hashimoto’s thyroiditis, 1 (2.9%) had a history of all-trans retinoic acid intake due to a malignancy, 1 (2.9%) had choroid plexus granuloma, 2 (5.9%) had sinus venous thrombosis, and 1 (2.9%) had Familial Meditteranian Fever. Conclusion: Although PTCS was described many years ago, its physiopathology and exact treatment procedures are not clearly understood. The most important target of its treatment is to prevent loss of vision and improve symptoms. With a better understanding of its pathophysiology, effective treatment protocols will be developed.
|
|
CASE REPORTS |
5. | Raeder’s Syndrome “Paratrigeminal Neuralgia” Beyond Headache: A Case Report Gülnur Tekgöl Uzuner, Yasemin Dinç, Nevzat Uzuner doi: 10.4274/tnd.95867 Pages 64 - 66
Raeder’s sendromu (paratrigeminal nevralji) trigeminal sinirin oftalmik dalının dağılım alanında, bazen maksiller bölüme yayılan, Horner sendromunun eşlik ettiği ve orta kraniyal fossa veya karotis arterdeki bir bozukluğun neden olduğu, sabit, tek yanlı ağrı olarak tanımlanmaktadır. Raeder’s sendromuna trigeminal sinir irritasyonu eşlik etmesine rağmen, kolaylıkla Horner sendromu ile karıştırılabilir ve ağrılı Horner sendromu olarak yanlış adlandırılabilir. Orbital ağrı ile birlikte inkomplet Horner sendromunu içeren bu tablo (anhidroz olmadan), lezyonun yerini göstermesi, etiyolojik ve prognostik açıdan farklı olduğu için önemli klinik bir antitedir. Bu nedenle biz, nöroloji kliniğimizde paratrigeminal okülosempatik (Raeder) sendromu tanısı koyduğumuz bir olguyu, Horner sendromuna olan benzerliğinin altında yatan farklılıklarına dikkat çekmek amacıyla sunuyoruz. Raeder’s syndrome (paratrigeminal neuralgia), which sometimes radiates to the maxillary section, is defined as a constant and unilateral pain in the distribution area of the ophthalmic branch of the trigeminal nerve accompanied by Horner’s syndrome and caused by a defect in the carotid artery or in the middle cranial fossa. Although Raeder’s syndrome is accompanied with the irritation of the trigeminal nerve, it can be easily confused with Horner’s syndrome and mistakenly called “painful Horner’s syndrome”. This picture, which contains incomplete Horner’s syndrome with orbital pain and without anhydrosis, is an important clinical entity because it shows the location of the lesion and is different from the etiologic and prognostic perspective. Due to these reasons, we wanted to present a patient who was diagnosed as having paratrigeminal oculosympathetic Raeder syndrome in our clinical department of neurology to draw attention to differences in underlying resemblance to Horner’s syndrome. |
|
6. | A Rare Pontine Neuro-ophthalmic Syndrome: Eight-and-a-Half Syndrome Esra Eruyar, Mehmet Mühürdaroğlu, Tuğberk Andaç Topkan, Ayşe Pınar Titiz, Şule Bilen, Fikri Ak doi: 10.4274/tnd.04379 Pages 67 - 69
Paramedyan pontin lezyonlarında görülen bir buçuk sendromu, kranyal sinir paralizileri ile birlikte de görülebilir. Fasiyal sinir paralizisi ile birlikte görülen klinik tablo sekiz buçuk sendromu olarak adlandırılır.38 yaşında erkek hasta, ani başlayan çift görme, baş dönmesi şikayetleriyle başvurdu. Bilinen komorbiditesi olmayan hastanın çekilen kraniyal MR görüntülerinde difüzyon ağırlıklı kesitlerinde sol paramedyan pontin tegmentum posterior kesimde küçük bir enfarkt alanı görüldü. Nöro-oftalmolojik muayenesinde sol göz horizontal göz hareketlerinde tam parezi, sağ göz primer pozisyonda hafif laterale deviasyon ile addüksiyon kısıtlılığı ve dışa bakış sırasında ortaya çıkan nistagmus görüldü. Ekstremitelerinde motor defisite rastlanmayan hastada solda periferik tipte fasiyal paralizi saptandı. Bir buçuk sendromu iyi lokalize küçük pons lezyonlarında, en sık olarak enfarktlar ile birlikte tanımlanmış nadir bir tablodur. Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki PPRF, MLF ve altıncı kranyal sinir nükleusu ile hemen komşuluğundaki fasiyal sinir aksonlarını tutan lezyonlar ile ortaya çıkan klinik tablo sekiz buçuk sendromu olarak adlandırılır. Literatürde nadir olarak bildirilmiş bu durumu vurgulamak için olguyu sunmak istedik. One-and-a half syndrome is seen in paramedian pontine lesions, and may also co-exist with cranial nerve paralysis. This clinical situation is called eight-and-a-half syndrome when facial nerve paralysis also accompanies this manifestation. A man aged 38 years was admitted with symptoms of sudden-onset binocular diplopia and dizziness. The patient had no known co-morbidities. Cranial magnetic resonance imaging showed a small-sized infarct in the left paramedian pontine tegmentum posterior area. In his neuro-ophthalmologic examination, total paresis of left eye horizontal movements, mild lateral deviation, and monocular nystagmus during abduction of the right eye were observed. The patient also had peripheral facial paralysis on the left side; therefore, no signs of motor deficit of his extremities were examined. Eight-and-a-half syndrome is a rare disorder that is seen in localized-small pons lesions, mostly accompanied by infarcts. This clinical manifestation is called eight-and-a-half syndrome and arises within lesions in both the parapontine reticular formation and the medial longitudinal fasciculus in the inferior pons tegmentum where horizontal eye movements are controlled, and facial axons adjacent to the nucleus of the sixth nerve. We wanted to present this case to emphasize this rare situation. |
|
IMAGES IN CLINICAL NEUROLOGY |
7. | A Rare Leukoencephalopathy: Succinate Dehydrogenase Deficiency Özdem Ertürk Çetin, Tanyel Zubarioglu, Cengiz Yalçınkaya doi: 10.4274/tnd.29052 Pages 70 - 72
|
|
8. | Cause of Dysphagia: Diffuse Idiopathic Skeletal Hyperostosis Mehmet Balal, Derya Memiş, Filiz Koç doi: 10.4274/tnd.05902 Pages 73 - 74
|
|
9. | Temporomandibular Osteoma Mimicking Trigeminal Neuralgia Mustafa Karaoğlan, Süleyman Tutar, Abdullah Murat Şengül, Hakan Tekeli, Rıfat Erdem Toğrol doi: 10.4274/tnd.45452 Pages 75 - 76
|
|
10. | Amnesia due to Bilateral Fornix Infarction Çetin Kürşad Akpınar, İdris Sayılır doi: 10.4274/tnd.98958 Pages 77 - 78
|
|
11. | Brain Metastasis in a Patient with Malignant Melanoma: Melanotic Pattern Özge Arıcı Düz, Nesrin Helvacı Yılmaz, Erkingül Birday, Gülhan Akan, Ahmet Bilici doi: 10.4274/tnd.22309 Pages 79 - 80
|
|
LETTERS TO THE EDITOR |
12. | A Case of Neuro-AIDS Presenting with Rapidly Progressive Dementia and Parkinsonism with Rapid Response to Treatment Yasemin Akıncı, Melis Sohtaoğlu Sevindik, Bilgül Mete, Umran Şumeyse Ertürk, Mehmet Yürüyen, Bekir Sami Kocazeybek, Melda Bozluolcay doi: 10.4274/tnd.94758 Pages 81 - 83
|
|
13. | Neuropsychiatric Symptoms due to Artemisia Absinthium Poisoning Yavuz Altunkaynak, Nurhak Demir, Devrimsel Harika Ertem, Ayten Ceyhan Dirican, Ayhan Köksal doi: 10.4274/tnd.47108 Pages 84 - 85
|
|
14. | Intracranial Hypotension Syndrome with Cortical Venous Thrombosis: Letter to the Article Entitled “A Rare Case” Halil Önder doi: 10.4274/tnd.98360 Pages 86 - 87
|
|
FRONTIERS IN NEUROLOGY |
15. | Diagnostic Accuracy of the Salzburg Electroencephalographic Criteria for Non-convulsive Status Epilepticus: A Retrospective Study Ebru Altındağ, Betül Baykan doi: 10.4274/tnd.54871 Pages 88 - 89
|
|
16. | Prophylactic Treatment for Migraine in Children: Amitriptyline or Topiramate? Gonca Bektaş doi: 10.4274/tnd.09815 Pages 90 - 91
|
|
17. | Relationship Between Ischemic Stroke Subtypes and Migraine with Visual Aura İpek Güngör Doğan doi: 10.4274/tnd.67934 Pages 92 - 93
|
|
|